Sayfalar

12 Mayıs 2013 Pazar

Atölye Winci Etkinlik Değerlendirmesi - 1



Atölye Winci İnci Özay Hatipoğlu Peynir & Şarap uyumu etkinliğinden size ne kadar keyif aldığımı aslında kelimelerle anlatmak zor o yüzden böyle etkinliklere mutlaka katılmanızı tavsiye ediyorum.. Suskunca başlanan tadım, ortalarında kahkahaları sonunda ise yeni yeni arkadaşlıkları doğurdu :) 





İlk önce ilk defa böyle bir ortamda bulunanlar için şarabın nasıl olduğu, tarihi gibi konulara değinildi sonrasında ise en keyifli yanı tabii tadım ve herkesin tek tek o şarap hakkındaki değerlendirmeleri..



İlk şarabımız Umurbey Sauvignon Blanc 2011 ;

Sadece bence değil herkes için de günün beyazlarda kesinlikle yıldızıydı.. Narenciye aromalarının hakimiyetinde limon, yeşil elma, tropikal meyve aromaları öne çıkıyor. Damak burunla kesinlikle çok uyumlu ve ananas arkadan kendini hissettiriyor. Aromatik, dengeli ve çok iyi kalitede bir beyaz şarap örneği benimde zaten her daim favorim olan bir şaraptır.

Erkul Uluca Merlot Gamay 2011 ;

Diğer beyazın gölgesinde kalmasını bir nevi engellemek için hafif gövdeli bir kırmızıya geçiyoruz. Tabii ki her zaman en favorim kalıcak şaraba :) İlk bakışta rengiyle herkesi zaten hayran bıraktı.. Mor röfleleri göz alıcı, canlı ve yakut görünümlü.. Damak ve burunla uyumlu reçelimsi çilek, ahududu, kiraz, menekşe ve baharatsı notaların hissedildiği aromalara sahip. Bitimi orta, tanenleri zarif ve kolay içimli. Özellikle bu aylar ve yaz ayı için kesinlikle çok ideal bir şarap çünkü içindeki Gamay 'ın etkisi ile biraz soğutularak içildiğinde her daim yanında illede yemek olması gerektiren bir şarap olmadığını denediğinizde göreceksiniz. Fiyat - Kalite dengesi ile yılın en başarılı şarabı..



Kastro Tireli Narince&Viognier 2011 ;

İlk burunda inanılmaz enteresan bir aroma yoğunluğuna sahip bir şarap.. Buram buram bal kokusu, ardından meşenin verdiği karamel.. Rengi biraz koyu bir sarı özellikle Sauvignon Blanc'a göre ! Ama ilk yudumdan sonrası aslında biraz hayal kırıklığı oldu çoğumuz için.. Çünkü evet çok aromatik evet şu zamana kadar belki de benzeri olmayan bir şarap ama şarabın hala fermantasyonun devam ediyor olması görünümünde mayaların adeta hala dans ediyor oluşu kafalarda oluşan ilk soru işareti oldu.. İnci Hanım bunların sebeplerini ve nedenlerini açıkladı belki de bu bir üretici taktiği ama bence bu konudaki fikirlerini değiştirmeliler :) Özellikle meşe işin içine girdimi ben zaten orda bir dur diyorum kendime! Hepimiz biliyoruz ki meşe aslında bir kalite göstergesi değil sadece şarabın kusurlarını örtmek için yapılan bir makyaj.. Ama yinede şarap yapmanın ne kadar zor bir şey olduğunu bildiğim için emeklerine sağlık diyorum. Eğer ki fiyatını duymasaydım belki bu kadar eleştiri dahi yapamazdık ama bunun ilk rekolte olduğunu düşünürsek ilerisi için fiyatı biraz daha dengelerlerse ışık veren bir üretici..





Turasan Kav Cabernet Sauvignon&Merlot 2010 ;

Bu şarapta ilk dikkatimizi çeken elbette üzümlerinin yansımasında kaynaklı koyu rengiydi. Burun ve damakla uyumlu kiraz, yaban çileği, tatlı baharatlar ve füme aromalar kendini hissettiriyor. Fıçı içtikten sonra ben burdayım diyor adeta.. Ama ben Turasan'nın ülkemizin en iyi üreticilerinden biri olduğunu düşünüyorum. Yılların tecrübesi ile yaptıkları şaraplara bir kusur bulupta söylemek benim haddim olamaz ki zaten bence çok başarılı bir Cabernet Sauvignon&Merlot kupaj örneğiydi. Ancak finalde alkol biraz kendini fazla hissettiriyordu. Gövdeli ve uzun bitişli iyi bir kalitede, kompleks ve damakta kalıcı bir şarap.


Settesoli İnycon Nero D'avola&Syrah 2010 ;

Son olarak bir italyan şarabı eşlik etti bize.. Burun damak dengesi biraz şaşırtıcı açıkçası.. İlk biber, karabiber, yaban mersini aromaları hakim ilk yudumdan sonrasın da ise direk biber ve acımsı tatlar çok baskın.. Daha sonrasında bunun ilk defa tattığım Nero D'avola üzümden geldiğini öğrendik.. Bu üzüme göre 2010 rekoltesi çok genç kalıyormuş hele ki birde bunun monesapajını içmeye kalksak mümkün bile olamayabilirmiş :) Biraz Shirazın etkisiyle yumuşaması içilebilir hale getirmiş.. Yinede değişik bir tecrübe oldu elbette ama tabi benim damak tadıma pek uygun olmayan bir şaraptı çünkü fazlasıyla agresif :)










Ah birde masada ki peynirler.. O keçi peynirinin tadı hala damağımda ! Hakkında tek bildiğim yine bir italyan keçi peyniri olduğu :) Atölyedeki herkes ayrı bir eğlenceliydi hatta bazen komik aroma benzetmeleri kahkaları arka arkaya getirdi :) böyle etkinlikler iyi ki var dedirtti.. Bundan sonra elimden geldiğince katılmaya çalışacağım kesinlikle! Bunda İnci hanımın etkisi de büyük tabii ki onunla ayrıca bir keyifliydi.. Ona burdan tekrar teşekkür ediyorum hepimiz adına.. Bir sonra ki etkinlikte görüşmek üzere :)

2 yorum:

  1. Paylasiminiz icin cok tesekkurler..Kastro Tireli Narince&Viognier den bahsederken fermantasyon nedeni ile maya lar dans ediyordu sozunuze istinaden acaba sarapta berraklikmi yok idi? Yoksa tadi mayamsimiydi? Henuz icime hazir olmayan bir sarap olarak dusundum? Keyifli gunler yasaniyor su aralar daim olsun:)

    YanıtlaSil
  2. Aynen şarabın içinde mayalar hala tortu gibi görünür şekildeydi herkesin tepkiside zaten hoş bir görüntü yaratmadığı şeklinde oldu. Tadım mineral ve meyvemsiydi meşenin baskınlığı dışında arkadan hafiften :) gelin bir gün beraber olsun :)

    YanıtlaSil