Sayfalar

23 Mayıs 2013 Perşembe

Chile - Cultura Cabernet Sauvignon 2010




Şili'den evime misafir olup, günün şarabı olmaya hak kazandı :)


Stil: Kırmızı Sek Şarap
Rekolte: 2010
Bölge: Şili
Üzüm: Cabernet Sauvignon
Meşe: Var



Menekşe tonlarında koyu kırmızı renge sahip.. Böğürtlen, karadut, kırmızı kiraz çikolata ve pişmiş meyve aromaları burunda hakim.. Damakta ise kırmızı orman mevyelerinin belirginliğinde hafif vanilya ve meşe iz bırakıyor. Ancak bir Cabernet Sauvignon'a göre biraz yoğun, kompleks bir şarap bekliyordum. O kadar kolay bir içime sahip ki yumuşakcık tanenleri var ile yok arası ama bitimi yinede orta üstü.. Dildeki bıraktığı kadifeliği tabi ki en sevdiğim noktaydı :) Şarap hediye geldiği için fiyat - kalite dengesi açısından bir şey söyleyemiyorum ama orta segment bir şarap olduğunu düşündüğümde çok yüksek olabileceğini düşünmüyorum. Ama şarabı sevdiğimi belirteyim nerelerde satılır bilmiyorum ama olur da rastlarsanız mutlaka deneyin tabiri caizse "kaymak gibi" akıp giden, dengeli, ama dolgun olmayan iyi kalite de bir şarap..






















19 Mayıs 2013 Pazar

Katarzyna White Soil Mezzek Cabernet Sauvignon | Mavrud 2010



Günün Şarabı ;

Stil: Kırmızı Sek Şarap ( 14,5 Alkol)
Rekolte: 2010
Bölge: Trakya - Bulgaristan
Üzüm: Cabernet Sauvignon ( %70) Mavrud (%30)
Meşe: 6 ay Fransız Meşe


Koyu yakut görünümlü.. Kırmızı meyve aromaları, meşe, tanen ve asit arasında iyi bir dengenin kurulduğu zengin ve dengeli bir şarap. Damakta bitter çikolata ve karamel aromalarının arkadan kendini hissettirdiği, geç hasadın verdiği bir olgunun varlığı şarapta ilk dikkatimi çekenler.. 2010 yılının trakya için sıcak ve kurak geçtiğini düşününce alkolün biraz önde olmasını normal karşılamak gerekir.. Genel yapısı ile dengeli ve yumuşak tanenli, finalin orta üstünde bittiği iyi kalitede bir şarap.



17 Mayıs 2013 Cuma

YASAK! derken???



Son bir kaç gündür hepimizin gündemi belli.. Alkol yasakları! Gerçi bir ileri iki geri stratejilerini de her zamanki gibi konuşturdular ama hepimizin tüylerini diken diken eden bu öneri her zaman ki gibi sadece YOK ARTIK! dedirtti.. Neymiş efendim bakkallar, büfeler ve tekellerin yanı sıra turizm teşvik belgesine sahip olan ve Turizm bakanlığından ruhsat alan dahil olmak üzere, 100 metre yakınında herhangi bir eğitim kurumu bulunan satış noktası içki satılamayacaktı. Hangi çağdayız bir yana bunu birde Avrupa da ve Amerika da da böyle şeklindeki savunma işin en komik tarafı. Sanki her şeyimiz eksiksiz tamamda bir bu kalmıştı.. Bir gün sonrası malum konuyu biraz biraz yumuşatmaya çalışsalar da bu aslında inceden bir ayardı hepimize. Hazırlıklı olun ileri ki seçimden sonra bunu da yapacağızın inceden bir mesajıydı.. 

Benim en güldüğüm şey ise oy verme yaşının 18 olup İçki içme yaşının 24'e çıkarılması! Madem öyle sen 18 yaşındaki adama ülkenin geleceği hakkında fikrini ve oyunu ortaya koyabilecek kadar bilinçli aklı başında diyorsun da aynı kişi içki içebilecek özgürlüğüne sahip olamaz dersen her zamanki gibi "Türkiye işte burası" sözünden hiç bir zaman sıyrılamazsın. Hoş zaten hiç bir zaman böyle bir gayeleride olmadı. Amaç sadece ya benim gibi yaşarsınız ya da bu kurallara uyarsınız.. 

Ama ortalık karıştı en çok vergiyi aldığın sektördeki üreticilerin hepsi tepkilerini koydu, itirazlar yükseldi ve her zamanki geri vitesle " yanlış anladınız öyle demek istemedik konu çarpıtılıyor " dediniz. Biz sayenizde her gün bir şeylere çarpılıp duruyoruz zaten yaptığınız zamlarla, ötv lerle, kurallarla gittikçe yıkmak için uğraştığınız ama aslında en büyük gelir kaynağınız olan sektörde direnmeye devam ediyoruz, edeceğizde!

Şimdilik yapacağımız tek şey bugünleri mumla aramamak adına tepkisiz kalmamak! Özgürlüğümüze sahip çıkalım! Her şeyin olduğu gibi içkinin de elbette fazlası zarar ama neyin ne kadar ne zaman içeceğimizin kararını biz vermeliyiz siz değil! Bu yazımı okuyanlar lütfen #kadehimekarisma hashtagiyle tepkilerinizi göstermeye devam etsinler susup oturmak yok!

Hadi Cheers!


12 Mayıs 2013 Pazar

Atölye Winci Etkinlik Değerlendirmesi - 1



Atölye Winci İnci Özay Hatipoğlu Peynir & Şarap uyumu etkinliğinden size ne kadar keyif aldığımı aslında kelimelerle anlatmak zor o yüzden böyle etkinliklere mutlaka katılmanızı tavsiye ediyorum.. Suskunca başlanan tadım, ortalarında kahkahaları sonunda ise yeni yeni arkadaşlıkları doğurdu :) 





İlk önce ilk defa böyle bir ortamda bulunanlar için şarabın nasıl olduğu, tarihi gibi konulara değinildi sonrasında ise en keyifli yanı tabii tadım ve herkesin tek tek o şarap hakkındaki değerlendirmeleri..



İlk şarabımız Umurbey Sauvignon Blanc 2011 ;

Sadece bence değil herkes için de günün beyazlarda kesinlikle yıldızıydı.. Narenciye aromalarının hakimiyetinde limon, yeşil elma, tropikal meyve aromaları öne çıkıyor. Damak burunla kesinlikle çok uyumlu ve ananas arkadan kendini hissettiriyor. Aromatik, dengeli ve çok iyi kalitede bir beyaz şarap örneği benimde zaten her daim favorim olan bir şaraptır.

Erkul Uluca Merlot Gamay 2011 ;

Diğer beyazın gölgesinde kalmasını bir nevi engellemek için hafif gövdeli bir kırmızıya geçiyoruz. Tabii ki her zaman en favorim kalıcak şaraba :) İlk bakışta rengiyle herkesi zaten hayran bıraktı.. Mor röfleleri göz alıcı, canlı ve yakut görünümlü.. Damak ve burunla uyumlu reçelimsi çilek, ahududu, kiraz, menekşe ve baharatsı notaların hissedildiği aromalara sahip. Bitimi orta, tanenleri zarif ve kolay içimli. Özellikle bu aylar ve yaz ayı için kesinlikle çok ideal bir şarap çünkü içindeki Gamay 'ın etkisi ile biraz soğutularak içildiğinde her daim yanında illede yemek olması gerektiren bir şarap olmadığını denediğinizde göreceksiniz. Fiyat - Kalite dengesi ile yılın en başarılı şarabı..



Kastro Tireli Narince&Viognier 2011 ;

İlk burunda inanılmaz enteresan bir aroma yoğunluğuna sahip bir şarap.. Buram buram bal kokusu, ardından meşenin verdiği karamel.. Rengi biraz koyu bir sarı özellikle Sauvignon Blanc'a göre ! Ama ilk yudumdan sonrası aslında biraz hayal kırıklığı oldu çoğumuz için.. Çünkü evet çok aromatik evet şu zamana kadar belki de benzeri olmayan bir şarap ama şarabın hala fermantasyonun devam ediyor olması görünümünde mayaların adeta hala dans ediyor oluşu kafalarda oluşan ilk soru işareti oldu.. İnci Hanım bunların sebeplerini ve nedenlerini açıkladı belki de bu bir üretici taktiği ama bence bu konudaki fikirlerini değiştirmeliler :) Özellikle meşe işin içine girdimi ben zaten orda bir dur diyorum kendime! Hepimiz biliyoruz ki meşe aslında bir kalite göstergesi değil sadece şarabın kusurlarını örtmek için yapılan bir makyaj.. Ama yinede şarap yapmanın ne kadar zor bir şey olduğunu bildiğim için emeklerine sağlık diyorum. Eğer ki fiyatını duymasaydım belki bu kadar eleştiri dahi yapamazdık ama bunun ilk rekolte olduğunu düşünürsek ilerisi için fiyatı biraz daha dengelerlerse ışık veren bir üretici..





Turasan Kav Cabernet Sauvignon&Merlot 2010 ;

Bu şarapta ilk dikkatimizi çeken elbette üzümlerinin yansımasında kaynaklı koyu rengiydi. Burun ve damakla uyumlu kiraz, yaban çileği, tatlı baharatlar ve füme aromalar kendini hissettiriyor. Fıçı içtikten sonra ben burdayım diyor adeta.. Ama ben Turasan'nın ülkemizin en iyi üreticilerinden biri olduğunu düşünüyorum. Yılların tecrübesi ile yaptıkları şaraplara bir kusur bulupta söylemek benim haddim olamaz ki zaten bence çok başarılı bir Cabernet Sauvignon&Merlot kupaj örneğiydi. Ancak finalde alkol biraz kendini fazla hissettiriyordu. Gövdeli ve uzun bitişli iyi bir kalitede, kompleks ve damakta kalıcı bir şarap.


Settesoli İnycon Nero D'avola&Syrah 2010 ;

Son olarak bir italyan şarabı eşlik etti bize.. Burun damak dengesi biraz şaşırtıcı açıkçası.. İlk biber, karabiber, yaban mersini aromaları hakim ilk yudumdan sonrasın da ise direk biber ve acımsı tatlar çok baskın.. Daha sonrasında bunun ilk defa tattığım Nero D'avola üzümden geldiğini öğrendik.. Bu üzüme göre 2010 rekoltesi çok genç kalıyormuş hele ki birde bunun monesapajını içmeye kalksak mümkün bile olamayabilirmiş :) Biraz Shirazın etkisiyle yumuşaması içilebilir hale getirmiş.. Yinede değişik bir tecrübe oldu elbette ama tabi benim damak tadıma pek uygun olmayan bir şaraptı çünkü fazlasıyla agresif :)










Ah birde masada ki peynirler.. O keçi peynirinin tadı hala damağımda ! Hakkında tek bildiğim yine bir italyan keçi peyniri olduğu :) Atölyedeki herkes ayrı bir eğlenceliydi hatta bazen komik aroma benzetmeleri kahkaları arka arkaya getirdi :) böyle etkinlikler iyi ki var dedirtti.. Bundan sonra elimden geldiğince katılmaya çalışacağım kesinlikle! Bunda İnci hanımın etkisi de büyük tabii ki onunla ayrıca bir keyifliydi.. Ona burdan tekrar teşekkür ediyorum hepimiz adına.. Bir sonra ki etkinlikte görüşmek üzere :)

10 Mayıs 2013 Cuma

1. İncirli Şarap Günleri



24 - 25 - 26 Mayıs tarihleri arasında İncirli Şaraphane ile çok keyifli bir etkinlik başlıyor. Türkiye'nin en önemli şarap markaları ile 100'den fazla şarabı kadehte sunulacağı 3 günlük bir festival olacak. Özel tadımlar, tapaslar, canlı müzik, DJ partisi, özel workshoplar ve tadımlar.. 


Festival akışı ile detayları çok yakında sizlerle paylaşacağım!


Şimdiden programınızı bu etkinliğe göre ayarlamanızı öneririm, çünkü gelmeyenler çok şey kaçıracak !


Ayrıca bende tabiki orda olacağım! Kadeh kadeh mutluluğu gelin beraber yaşayalım :)


Atölye Winci Peynir & Şarap Tadım Atölyesi


İşte size güzel bir hafta sonuna adım atmak için nefis bir etkinlik..

Atölye Winci Sevgili İnci Özay Hatipoğlu 'nun tarafından düzenlenecek olan kendi sunumu ile birlikte beraber   çeşitli peynirlerle 5 çeşit şarap tadılacak. La Maison'un muhteşem manzarasıyla kadehinizi İstanbul'a kaldırmak için belki de hala bir şansınız vardır.

Rezervasyon ve bilgi için; inci@atolyewinci.com a ulaşabilirsiniz.


Ayrıca bende orda olacağım :) etkinlik sonrası sizlerle gün hakkında değerlendirmeleri paylaşacağım..